24 Ocak 2012 Salı

Turuncu

İştah Arttıran Turuncu


İştahı harekete geçiren ve tat alma duygusunu tetikleyen turuncuyu annenin doğum sırasında giymesi, süt üretimini arttırıcı yönde etki yapar.
Turuncu kırmızıyla benzer özelliklere sahip bir renk.Saf halinin yanı sıra açık tonlarıyla ve gölgeli tonlarıyla da sevilir.Ayrıca olgunluğu ve durağanlığıyla kırmızıdan daha az iddialıdır ve daha çok tercih edilir.




Turuncunu dekorasyondaki etkileri


İştah açıcı özelliğe sahip olduğu için özellikle yemek odalarında ve servi takımlarında kullanılan turuncu başkalarına karşı nezaketi ve saygıyı vurguladığı gibi sosyal etkileşimleri de arttırır.Dolayısıyla ortak kullanım alanları (salon, tv odası, mutfak)turuncu renk için en uygun ortamlardır. Turuncu, insanların algısını en çok ve en kolay etkileyen renklerden biri olarak bulunduğu grubu sayıca çok gösterir.
Eğer bir arada durduğunda olduğundan çok daha fazla sayıda ve sık görülmesini istediğiniz dekorasyon öğeleri varsa kesinlikle onları turuncu seçmelisiniz.




Turuncu rengin simgeleri


Turuncu, güç ve dayanıklılığın rengidir.Ayrıca sıcaklığı, ateşi ve telaşı simgeler. Neşenin ve bilgeliğin de sembolü olan turuncunun, insanlardaki sosyalleşme duygularını faaliyete geçirdiğini ifade eden uzmanlar, bu rengin aşırı kullanımının sinir sistemini olumsuz yönde etkilediğini vurguluyorlar. , bu sebeple turuncuyu, yeşil ve mavinin tonlarıyla birlikte kullanmak gerektiğine dikkat çekiyorlar.




Turuncu rengin insan sağlığı üzerindeki etkileri


Turuncu, kırmızı ve sarı ışınlardan oluşmuştur ve iyileştirici etkisi kırmızı yada sarı tek başına yapacağı etkiden çok daha büyüktür.İştahı harekete geçiren ve tat alma duygusunu tetikleyen turuncu neşeyi ve gücüde çağrıştırdığı için enerji açığa çıkarır.Fiziksel zevk alma duygularını ve sosyalliği harekete geçirir.Ciğerleri genişletir, kramplar karşısında gevşeticidir kalsiyumun emilimine yardımcıdır, nabzı hızlandırır.Annenin doğum sırasında turuncu giymesi, süt üretimini de arttırıcı etki yapar.Turuncunun açık tonları ise romantik duygulara hitap eder. Turuncu rengin vücut üzerinden belli başlı etkileri şöyle sıralanabilir:


Solunum uyarıcısı solunumu arttırır.


Paratiroid depresan sağ ve sol tiroid bezlerinde bulunan 4 paratiroid bezinin işlevsel etkinliğini yok eder.


Tiroid enerji sağlayıcı: Tiroid bezlerinin işlevsel etkinliğini arttırır.


Antispazmodik:Kasların hareketinden kaynaklanan ani, şiddetli ve istemsiz sıkışmaları ve spazmı önler.


Antirasitik :Raşitizmi veya kemik erimesini önler.


Aromatik: Güzel kokuları ortaya çıkarır ve uyarıcıdır.
Turuncu ile tedavi edilebilir rahatsızlıklar arasında astım, bronşit, soğuk algınlığı, hipertiroid, zihinsel yorgunluk, iştahsızlık, romatizma ve kireçlenme sayılabilir.Turuncunun kontrendike olduğu bir durum ise tespit edilmemiştir.




Turuncu rengin psikolojik etkileri


Sosyalliği ve iyi huyluluğu arttıran bir renk olan turuncu hayatı daha mutlu olarak algılamayı sağlar. Sinir sistemi gergin olanların turuncu kullanmaları önerilir çünkü bu rengin tüm tonları depresyona karşı birebir ilaç olarak görülür.Burnunla beraber turuncu kırmızı gibi dışa dönük ve heyecan vericidir.Canlılığı, yaratıcılığı, güveni,cesareti ve iletişimi kuvvetlendirdiği için psikolojik olarak insanı yaşama motive eder.




Turuncu rengin çocuk gelişimindeki etkileri


İlk olarak turuncunun, sessiz ve utangaç bir çocuğun kabuğunu kırması için en uygun renk olduğunu söylemeliyiz.Bu rengin samimiyeti vurgulayan doğası, çocuklar arasındaki etkileşimi arttırır ve pasif bir çocuğun daha katılımcı olmasına yardımcı olur.Diğer yandan turuncu, oyunlarla dolu canlı bir gün ve kutlamalar için seçilecek en eğlenceli renktir.Açık turuncu, çocukların mizah duygusunu harekete geçirir.Şeftali rengi ise, gerçek dostluğu vurgular.



Selamlar...
Ozras :)

21 Ocak 2012 Cumartesi

Sarı

Sarı güneşin rengi olduğu için kişinin günlük hayatına hakim olan renktir. Özellikle açık sarı kişiye huzur verir. Morali bozuk olan kişiler, sarı rengin hakim olduğu ortamlarda kendilerini gevşemiş,hafiflemiş hissederler. Sarı ayrıca hüzün ve özlemin rengidir. Sonbaharın tüm hüzünlü güzelliğinde onun her rengini izlemek mümkündür. Sarı, geçiciliğin ve dikkati çekiciliğin ifadesidir. O yüzden tüm dünyada taksiler sarıdır. Dikkat çeksin ve geçici olduğu bilinsin diye. Araba kiralama firmaları logolarında hep sarıyı kullanırlar. 'Ürün geçici, lütfen geri getirin' demek istiyorlar. O yüzden dünyada hiç bir banka ambleminde bildiğimiz sarıyı kullanmaz. (Portakal ve bronz ya da bakır kimi zaman yer alabilir) Paranın geçici değil, kalıcı olmasını isterler. Türkiye'de sarıyı logosunda baskın bir renk olarak kullanan tek banka, devlet bankası Vakıf bank'tır.
Enerjik Sarı
İyileştirici gücü yüksek olan sarı, sinir sistemini harekete geçirerek enerjiyi kaslara taşır.

Sarı renk tamamen geçiciliğin ifadesidir ve kısa zamanda tükenecek bir süreci gösterir.Göze çarpan ve diğer renklerden kolayca ayırt edilebilen sarı aynı zamanda zekanın rengidir.Eğlenceyi ,neşeyi ve keyfi de tanılayan sarının koyu tonları ise korkaklığı olduğu kadar hastalığı, ihaneti ve aldatmayı da çağrıştırır.İlginçtir ki altın sarısı da onur ve sadakati temsil eder.
Sarı rengin dekorasyondaki yeri
 Sarının dikkat çekiciliği ve ayırt edilebilme özelliklerinden ötürü ,güvenlikle ilgili bir çok alanda bu renk kullanılır.Vurgulanması ve göze çarpması istenilen her noktada sarı , birçok renkten daha fazla kullanılır.Dolayısıyla bu renk ,az ışıklı ,geniş ve kapalı ortamlar için idealdir. Ofiste ise insanların yüksek verimli çalışmaları ve geç kalmamaları için sarı renk tercih edilir.
Sarı rengin simgeleri
 Eski zamanlarda yaşayan insanlara göre ,sarı yaşamın canlılık ilkesini temsil etmekteydi . Bugün Çinlilere göre ise sarı ,asaleti simgelemektedir
Sarı rengin insan sağlığı üzerindeki fiziksel etkileri
 Sarı, sinir sistemini harekete geçirerek enerjiyi kaslara taşır .arı renk kırmızı ve yeşilin iyileştirici gücüne sahiptir.Sarının mide ve bağırsak bölgelerinde hazma yardımca olduğu görülmüştür.Ayrıca karaciğer ve cilt üzerinde de temizleyici ve onarıcı etkisi vardır.Sindirimi ve kan dolaşımını harekete geçirir,lenf bezleri ve dalağın çalışmasını düzenler.Sarı rengin vücut üzerindeki belli başlı etkileri şöyle sıralanabilir:
 Hareket kasları uyarıcısı:kasların harekete geçmesi için enerji sağlayarak sinir sisteminin işlevsel etkinliğini arttırır.

Beslenme sistemine enerji sağlayıcı sindirim kanallarını harekete geçirir.

Lenfatik aktivatör:Beslenme için lenf bezlerinin işlevini artırı.

Dalak için depresan dalağın işlevsel etkiliğini azaltır.

Hazmettirici:Gıdaların,bağırsaklar bezleri ile pankreası uyarmasını ve vücut içinde emilmeye hazır bir madde haline gelmelerini sağlar.

Sinir onarıcı:Gözün damar tabakasındaki bezlerini ve beyin ile omur ilik bezlerini uyararak sinirlerin oluşumunda etkendir.

Beyin uyarımı :Beynini işlevsel etkinliğini arttırır.

Asit giderici:Asitleri etkisiz hale getirir.
Sarı renk ile tedavi edilebilir rahatsızlıklar arasında romatizma,, kireçlenme, diyabet, sindirim problemleri, egzama, yorgunluk, hazımsızlık, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları,hazımsızlık ve depresyon sayılabilir.Sarının kontrendike olduğu durumlar ise akut iltihap, sayıklama, ateş, kalp çarpıntısı, nevralji ve aşırı heyecandır.
Sarı rengin psikolojik etkileri
 Sarı renk, umutsuzluğu kaldırarak yerine neşe, eğlence ve keyif katar.Sürekli bakıldığında ise rahatsız edici etkisi vardır.
Sarı rengin çocuk gelişiminde etkileri

 Çocuklar, sarı rengin kendini belli eden ve çarpıcı özelliğine kayıtsız kalamazlar. Algı odaklanması ve sözcüklerle rakamların Hatırlanması için zihni harekete geçirir. Dikkat çeker ve eyleme geçmeden önce düşünmeyi hatırlatır.Uzun süre bakılması ben zor olan renktir. Öğrenme sürecinde olumlu bir hava yaratması ve iletişimi ilerleten etkisi açısından çocukların oyun alanlarının ve ders çalışma odalarının aydınlatılması için sarı renk tercih edilmelidir.
Az miktarda kullanılsa bile, parlaklığı, zihni harekete geçirir, ruhu besler.Bu arada hasta yada iyileşmekte olan çocuklar için sıcak , neşeli ve samimi bir ortam sağlar.Limon sarısı, aile bireyleriyle eğlenceli aktivitelere yöneltirken başkalarına karşı düşünceli olmayı vurgular.
Altın sarısı,çocukların bir işi zevk duyarak yapmalarına ve sonuçlandırmalarına yardımcı olur.Bununla beraber parlak sarı,özellikle küçük yaştaki çocukların hoşuna gider ve olumsuz koşullarla duygusal anlamda baş edilebilmeleri için onlara yardımcı olur.
Ayrıca karşılıklı konuşma isteği uyandırır.Sarının fazla kullanımı ise, okul öncesi çağdaki çocuklar için gereğinden fazla etkili olabilir ve sıklıkla ağlamalarına neden olacak bir rahatsızlık ortaya çıkabilir.


Selamlar...
Ozras :)

20 Ocak 2012 Cuma

Kırmızı

Mutluluğu temsil eder ve kişinin iştahını açar. Dünyadaki ünlü gıda firmalarının hepsinin logosunun kırmızı olduğunu hayretle fark edeceksiniz; Coca Cola, Pizza Hut, MC Donald's, Ülker, Burger King... Bu listeyi binlere çıkarabilirsiniz.
Ne kadar parlak olursa olsun, hiçbir renk kırmızı kadar dikkat çekmez. İnsanların üzerinde canlandırıcı,kışkırtıcı ve heyecan verici bir etki yaratır. Tansiyonu yükseltir,kan akışını hızlandırır. Aşkın ve arzunun rengidir. Kırmızı dolaşım sistemindeki kan akımını hızlandırır. Çocuk eşyalarında bu tonun fazla kullanılması, çocukların mutluluğunu temsil etmesindendir.
Heyecan Veren Kırmızı
Kırmızı her ortama hayat ve enerji verir. Hormonal artışı sağlayan ,cinsel aktiviteyi artıran ve yaraların iyileşmesini kolaylaştıran kırmızı,düşünceyi de etkiler.
Ana renklerden biri olan ve birçok insanın ilk tercihlerinden biri olan kırmızı en dominant ve dinamik renk olarak tanımlanabilir.Çarpıcı ve heyecan verici doğasıyla kırmızı renk,dikkat çekicidir. Harekete geçiren etkisiyle ,bakan kişinin ilgisini toplar ve yoğunlaştırır.Kırmızı renk skalasında yer alan gül, kestane ve bordo renkler güzel ve ifade edicidir.,buna ek olarak evrensel olarak çekici ve duygusal renkler olarak bilinir.Bordo ve gül kırmızısı tonları ,özellikle çocukları eğlenceye çağırır ve sevgi duygusunu uyandırır.
Kırmızının dekorasyondaki etkileri
Kırmızı,her ortama hayat ve enerji verir.Güçlü ve yoğun ışık olduğu zaman kırmızı bir mekanda daha fazla vurgulanır. Renkten en fazla söz edilen anlar.ışık yoğunluklarının olduğu anlardır,diğer yandan az ışıklı ortamlarda kırmızı şiddetini kaybeder..Daha dingin ortamlarda saf kırmızı çok nadir kullanılır çünkü onun göze batan ve çok güçlü etkisi mekanı yorabilir.Diğer yandan daha iddialı ve hareketli yerlerde kırmızı .sıcaklık ve enerji kaynağıdır.Örneğin oturma odasında vurgulanan renk olarak kullanıldığında aile bireylerine canlılık verir ve yaratıcı etkinliklerde bulunmaları için harekete geçirir.
Kırmızı rengin simgeleri
Kırmızı ateşin,tutkunun,öfkenin tehlikenin ve yıkımın sembolüdür.Diğer yandan cesaret ve onaylama anlamına gelir.Romalılar ve Spartalılar ,savaşlarda motivasyon sağlamak için kırmızı bayrak kullanırdı..Bu durum, adrenalinin açığa çıkmasını sağlayarak enerji düzeyinin yükselmesine yardımcı olurdu Yunanlıların Savaş tanrısı Marsın kullandığı iki tekerlekli savaş arabası da kırmızıydı Mefisto hep kırmızı renk kullanarak resmedilirdi. .Ateşin ve kanın sembolü olan merhameti ve cömertçe sergilenen fedakarlığı da ifade eder.
Kırmızının insan sağlığı üzerindeki etkileri
Hormanal artışı sağlayan ,cinsel aktiviteyi artıran ve yaraların iyileşmesini kolaylaştıran kırmızı , insan organizmasındaki faaliyetinin yanı sıra vücuttaki dengenin dağılmasına da yardımcı olur .Kan basıncını ve nabız seviyesini arttırdığı gibi belli bir süre sonra bu durum ,tam tersine de dönebilir. Kırmızının koyu tonları,kanı hatırlatır ve canlılığı bastırır.
Kırmızı tüm insan sistemini harekete geçirir.duygusal sinirlere etkilidir,dolayısıyla koklama, görme, tat alma ve dokunma duyularını tetikler.Kan dolaşımını harekete geçirir ve sinir sistemini canlandırır.Hemoglobin kırmızı ışınlardan oluşmuştur.Bu ışınlar ısı yaratarak karaciğer kas sistemine ve sol beyin lobuna enerji ve canlılık verir,kas gevşetici olarak kırmızının enerji dolu etkisi mükemmeldir.Kırmızı ,vücutta birikmiş tuz kristallerini ayrıştırarak iyonlaşmayı da kolaylaştırır.Yaratılan iyonlar,elektromanyetik enerjiyi bütün vücuda taşırlar; ışınlar içinde yüksek miktarda demir iyonu bulunan tuz kristallerini ayırır ve ısıyı serbest bırakırlar.Kırmızının vücut üzerindeki en belli başlı etkileri şöyle sıralanabilir:.
Böbrek üstü bezleri:Böbreklerdeki adrenal bezlerinin işlevsel etkinliğini artıran bir etkisi vardır.
Kalp:kalbin işlevsel etkinliğini arttıran etkisi vardır.
İdrar bezleri algılamayı arttırır.
Kırmızı ile tedavi edilebilir hastalıklar anemi,astım kan hastalıkları ,bronşit,kabızlık, iç salgı sistemi bozuklukları,kaygı, felç, yorgunluk ve veremdir..Kırmızının kontrendlike olduğu durumlar ise duygusal rahatsızlıklar, hipmani, ateş, hipertansiyon ve sinir hastalıklarıdır.
Kırmız rengin psikolojik etkileri
Psikolojik olarak kırmızı etkileyici olmakla beraber yorgunluğu artırır ve sinirlerin daha fazla gerilmesine sebep olabilir. Diğer yandan pozitif etkisi ise yaratıcı düşünceyi kuvvetlendirmesidir. Kırmızı renk daha dışa dönük ve hayal gücü yüksek insanlar tarafından tercih edilir.,psikoterapide ruh halini desteklemesi ve melankoliye karşı durmasıyla yer bulmuştur.Kırmızı ,iç dünyaya olan ilginin dağılmasına ve bu ilginin dışarı doğru yönlenmesine yardımcı olur.Üretici etkinlikleri harekete geçirmek ve pozitif düşünceleri yeniden canlandırmak için kırmızı tedavi edici bir renktir.
Kırmızının çocuk gelişimi üzerindeki etkisi
Kırmızı çocukları da harekette geçiren bir renktir .Fiziksel anlamda tembel çocukların ufak tefek işler ve aile bireyleri ile birlikte spor yaparak enerjilerini harcayabilecekleri etkinliklere katılmaları için zindelik verir . Ancak kırmızının çok kullanımı ,gereğinden fazla etkili olabilir ;çocuklarının hiperaktif ve huysuz olmasına neden olur.Dolayısıyla aşırı agresif ve kızgın çocuklara kırmızı giydirmek yanlıştır.Etrafındaki kişilerin dikkatini çekmesi için çocuklar yine kırmızı rengi tercih ederler. Gül kırmızısı yaratıcılığı geliştirir ve üretken ,eğlenceli etkinliklerde bulunmasını sağlar.Yumuşak dokusu ,çocukların oyun odasında yaratıcı oyunlar gerçekleştirmeleri için son derece iyi bir seçimdir.Çocuklar ,pastel kırmızı rengin bulunduğu ortamlarda ise kendilerini özgür ve kısıtlandırılmamış hissederler.Bu renk ,sportif etkinliklerde aktif olma duygusunu da harekete geçirir.Oyun arkadaşları arasında sevgi duygusunu ve centilmen davranışları vurgular.



Selamlar...
Ozras :)

19 Ocak 2012 Perşembe

Kahverengi

Gerçekçiliğin,plan ve sistemin rengidir. İnsanlar üzerinde canlılık hareketlilik etkisi bırakır. Kansas Üniversitesi Sanat Müzesi'nde bir araştırma için halının altını elektronik bir sistemle donatmışlar, duvar rengini beyaz ve kahverengi olarak değişebilir yapmışlar. Arka fon beyaz kullanıldığında, insanlar müzede yavaş hareket etmiş, daha uzun süre kalıp, daha fazla alanda dolaşmışlar. Arka fon kahverengiye döndüğünde ise, insanlar müzede çok daha hızlı hareket edip, daha az alan dolaşmış ve müzeyi çok daha kısa sürede terk etmişler. O yüzden dikkat ederseniz dünyadaki fast-food restaurantlarının hepsinin sandalyeleri ve masaları kahverengi, duvar boyaları ise kahverengi-şampanya-pembe karışımıdır. Hiçbir fast-foodcunun duvarını beyaz göremezsiniz. Burger King, Kentucky Fried Chicken ve benzer fast-foodlar yıllardır bilinçli olarak tüm duvarlarını baştan aşağıya kahverengi ağaç kaplama yaparlar. Bizim lokantacılar ise hâlâ lüks tutkusunda...

Büronuzda kahverengi mobilyalar kullanmayın! Kahverengi aynı zamandı teklifsiz, rahat bir renk olarak kabul edilir. Karşınızdakinin kendini resmiyetten uzak, daha rahat hissetmesini ve açılmasını sağlar. Tüm ünlüleri rahatlıkla konuşturmasıyla tanınan ünlü televizyoncu Larry King'i programında her seferinde kahverengi kravatlar ve ceketlerle görürsünüz.

Rivayetlere göre 40'lı yıllardan bu yana Avustralya'da kahverengi üç parça takım elbise üretilmediği söylenir. Batılılar, 'You blend in people' diyorlar. Kahverengi toprak rengidir ve diğer insanlar arasında kaybolur gidersiniz. İş görüşmelerinizde , profesyonel toplantılarda sakın kahverengi giymeyin.

Hayatı Hızlandıran Kahverengi

Kahverengi toprağın, yani doğumun ve bereketin rengidir. Kahverengi hareketleri hızlandırır. Bu rengi seven insanlar fiziksel olarak çok duyarlıdırlar, tenleri çok hassastır ve sinirleri mükemmeldir.

Kahverengi toprak rengi olduğundan kaybolmanın ve saklanmanın da rengidir. Kıyafetlerde pek fazla tercih edilmez, çünkü kahverengi giyen insanlar dikkat çekmezler.Kahverengi, rahat bir renk olarak kabul edilir.Bej gibi açık tonları ise ferahlığı, açık yürekliliği ve samimiyeti tanımlar.Kişinin kendini rahat , resmiyetten uzak hissetmesini ve paylaşımcı olmasını sağlar. Birçok kişi kahverengi rengini kullanmaktan kaçınır ancak tonlarıyla kullanıldığında uygulama alanları genişler. Kahverengi, sarı, turuncu ve kırmızı ile birlikte zengin ve derin bir anlam verir.Açık maviyle birleştirilince, modernizmi ve sportifliği anlatır.Bejle birleştirildiğinde ise aktif, sofistike ve genç bir görünüm verir.Bu yüzden modada ve iç tasarım endüstrisinde kahverengi ve bej en çok kullanılan renkler arasındadır.

Kahverenginin dekorasyondaki etkileri

Kahverengi insan hareketini hızlandırdığı için özellikle fastfood restoranları, iç mekanlarında kahverengini kullanırlar. Sosyal dengeyi ve toplum içinde rahatlığı sağlayan renkler olarak ev dekorasyonunda da sıkça kullanılan kahverengi ve bej, özellikle zemine hakim olmalarıyla, güvenlik duygusunu ve toprağın yarattığı rahatlık hissini verirler .Sıcak nötr nitelikleri, güvenlik ve bağlılık duygusu yaratır. Diğer yandan yemek ve oturma odalarında şeftali rengiyle birlikte kullanıldıklarında, hem samimi hem de çocukların öteki kişilerle etkileşimi için sıcak bir ortam yaratır.

Kahverenginin simgeleri

Kahverengi, sağlamlık, güvenilirlik, rahatlık, dayanıklılık, basitlik ve dostluğu simgeleyen bir renktir. Toprağın yani doğumun ve bereketin rengidir. Aura rengi olarak fazla rastlanmasa da anlaşılır ve pratik bir karakteri olan insanlar bu rengi tercih ederler. Başarıya yavaş yavaş ulaşmanın simgesidir. Açık ve dürüst hareket etmenin sembolüdür.Ancak kahverenginin diğer renklerle karışması bu özelliklerini gölgeleyebilir. Sönük ve kırmızımsı bir kahverengi, duygusallığı daha ön plana alır. Bej anlayışın ifadesiyken koyu kahverengi ise huysuzluğu ve eleştirel bir yapıyı temsil eder.

Kahverenginin insan sağlığı üzerindeki fiziksel etkileri

Kahverengi hareketleri hızlandırır. Bu rengi seven insanlar fiziksel olarak çok duyarlıdırlar, tenleri çok hassastır ve sinirleri mükemmel bir alıcı olarak çalışır. Bu renk üzerine, Kansas Üniversitesi için bir sanat galerisinde yapılan deney sırasında duvarları rengi bilgisayar yardımıyla değiştirilebilir hale getirilmiştir. Fonda beyaz kullanıldığında insanlar sergide yavaş hareket etmiş , kahverengiye döndüğünde ise insanlar daha hızlı hareket etmişlerdir ve bu şekilde müzede daha az zamanda gezmeyi başarmışlar.

Kahverenginin psikolojik etkileri

Renk listesinin başında olan kahverengi olan kişiler, daima özel bir çevreye ihtiyaç duyarlar çünkü kendilerini ancak bu çevrede güvenli hissederler. Kahverengi gözlü insanlar çoğu zaman duygularına göre davranırlar, yalnızlık onlara göre değildir ve her an birilerine ihtiyaçları vardır. Psikolojik rahatlık onlar için önemlidir, kaotik bir yaşam sinirlerini yıpratır. Gerek duygusal gerekse maddesel güvensizlik onları herkesten fazla yorar. Huzursuz, gerilimli ve sıkıcı atmosferlerden daima kaçarlar ve yüksek elektrikli ortamlar onları dünyaya küstürebilir. Kahverengiyi tercih eden erkeklerin davranışları, yaşayışları ve giyinişleri sadedir . Hayatta çok çabuk tatmin oldukları için pek fazla para harcamazlar.Müstakil yaşamasını seven kişilerdir.Makul olurlar bu yüzden duyguları çok ön planda değildir. Sakinliği her durumu enine boyuna düşünmeyi ve çabuk karar vermemeyi severler. Davranışlarında tutarlılık görülür. Kahverengini tercih eden kadınlar ise, geniş hayal gücünden uzak ve metodik olurlar. Daima doğruyu sevdikleri için zararsız bir yalan söylemekten çekinirler.Sabır ve sevgileri sonsuzdur.Onun için çok iyi birer anne olurlar.



Selamlar...
Ozras :)

18 Ocak 2012 Çarşamba

Yeşil

Yeşil


Doğanın ve baharın rengidir, insanlar üzerindeki etkisi tartışılmaz. Yaratıcılığı körükler. Ayrıca huzuru ve üretkenliği temsil eder. Güven ve rahatlık veren bir renktir. Yeşil tabiatta hakim olan bir renk olduğu için rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi de büyüktür. Yeşil rengin ağırlıklı kullanıldığı yerlerde üretkenlik artar. Yeşil alanlarda insanların daha az mide ağrısı çektiği tespit edilmiştir.
Yeşil, güven ve huzur verir . O yüzden bankaların logolarında en çok tercih ettikleri iki renkten biridir. Yatak odası için de rahatlatıcı bir renktir. Batıda büyük otellerin mutfaklarında duvar renginin, aşçıların yeniliklerini arttırmak için yeşile boyandığı söylenir. Hastaneler de logo ve iç dizaynlarında yeşili tercih eder. Çünkü rahatlatıcı ve sakinleştiricidir. Sakız paketlerinde ve sebze satılan yerlerde de yeşil en çok tercih edilen renktir.




Sakinleştiren Yeşil
Dinlendirici bir renk olan yeşilin yorgun insanlar üzerinde yatıştırıcı, sakinleştirici bir etkisi vardır. Özellikle mavi ile karıştırılmış yeşil, pasif, sinirli ve tansiyonlu anları azaltır.


Yeşil, sakinleştirici, iyileştirici ve yapıcı nitelikleriyle insanları olumlu etkileyen bir renktir.




Yeşil rengin dekorasyondaki etkileri
Yeşil gözleri dinlendiren ve heyecan duygusunu azaltan bir renk olduğu için mekanlarda huzur verir. Açık tonları daha duygusal atmosferler için tercih edilir.Sonsuz bir tinsellik ve barışıklık duygusu da yarattığı için evlerde bol miktarda yeşil bitkiler bulundurulması tavsiye edilir. İlkbahar mevsimini çağrıştıran özelliği ile, uygulandığı her mekana temiz hava ve canlılık katar. Diğer yandan ofislerde kullanılan yeşil renk, güven verici bir izlenim bırakır.




Yeşil rengin simgeleri
Doğanın simgesi olan yeşil, yaşama umudunu simgeler. Koyu yeşil renk haset, kıskançlık ve batıl inanç anlamlarını taşırken açık yeşil, yeni bir yaşamın, enerjinin ve bereketin rengidir.




Yeşil rengin insan sağlığı üzerindeki fiziksel etkileri
Dinlendirici bir renk olan yeşilin yorgun insanlar üzerindeki yatıştırıcı, sakinleştirici bir etkisi vardır. Özellikle mavi ile karıştırılmış yeşil, pasif, sinirli ve tansiyonlu anları azaltır.Gerginliği ve kan basıncını düşürür, hipnoz edici etkisi vardır, kılcal damarları açarak sıcaklık hissi uvandırır. Yeşil ışınlar, duyguların dengelenmesine yardım eder ve hipofiz bezini uyarır.Afrodizyak özelliğinden ötürü cinsel zindelik için kullanılır.Yeşil titreşimler bakteri, virüs ve diğer mikroplara karşı dezenfektan rolü oynar.
Pastel yeşil yada koyu ise,kaslar ve kemikler üzerinde yapıcıdır. Yeşil rengin vücut üzerindeki en belli başlı etkileri şöyle sıralanabilir:


Antiseptik:Zayıflamayı önler.
Dezenfektan:Mikroorganizmaları ve bakterileri yok eder.


Yeşil ile tedavi edilebilir rahatsızlıklar arasında astım, yorgunluk, nezle, uykusuzluk, asabiyet ve çeşitli sinir hatsallıkları yer alır. Yeşilin kontrendike olduğu bir durum tespit edilmemiştir.




Yeşil rengin psikolojik etkileri
Gözleri ve bedeni en çok dinlendiren renk olan yeşil,sıcak havalarda serin, serin havalarda sıcaklık hissi verir.İnsanlara umut duygusunu aşıladığı gibi kendini psikolojik ve bedensel olarak iyi hissetmeyi de sağlar.


Psikolojik olarak yeşil renk, yüksek tansiyonlu ortamlardan çekilmeyi temsil eder.Oturarak yapılan aktiviteler, konsantrasyon ve meditasyon için bu renk idealdir.




Yeşilin çocuk gelişimi üzerindeki etkileri
Yeşil, çocukların birbirleriyle arkadaşça ve yardımsever bir şekilde iletişim kurabilecekleri samimi bir ortam yaratır.Aynı zamanda,çocukların kendilerine olan saygılarını ve çevreyle uyum için yaşayabilme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur Diğer yandan yeşil, arkadaşlarla yaşanabilecek zor durumlarda kendine güveni vurgular. Başkalarından yardım istemek için onlara yaklaşabilmeleri konusunda çocukların kendilerini rahat hissetmelerine yardımcı olan yeşil renk, eğiticilik rolü bakımından da hakim bir renktir.

Selamlar...
Ozras :)

6 Ocak 2012 Cuma

***YAŞAM BOYUNCA MUTLU OLMAK İÇİN*** AKLINI KULLAN !


İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma. !

Bitmemiş ilişkilerin Üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun !

Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma !
Güvenmediğin biriyle asla flört etme !

Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme !

İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil !

Kimseye yalvarma !
Asla dönüp de arkana bakma !

Sır tutmasını bil !

Dostlarının sevgilinden daha önemli olduğunu unutma.

Onları asla sevgilin için satma !
Hak ettiğin sevgiyi alamadığında kendini üzme, sorun sen değilsin !

Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut!

Kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla
yumuşama !

Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et !
Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma !

Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme !

Kendini öven insanlardan kaç!
Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma !

Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma !

Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma !

Gözyaşlarının değerini bil !
Onları hak etmeyenler için harcama !

Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma !

Kendini sev !

Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma !

İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini
bil !  

Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme !

Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.

İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma !

Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.

5 Ocak 2012 Perşembe

TERZİ

Genç adam iyi bir terziymiş. Bir dikiş makinesi ve küçücük bir dükkânı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir ama pek az para kazanırmış. Çok soğuk bir kış gecesi dükkanı kapatırken elektrik sobasını açık unutmuş ve çıkan yangın onun felaketi olmuş. Artık ne bir işi varmış ne de parası. Günler boyu iş aramış ama bulamamış... Yük taşımış, bulaşıkçılık yapmış, yine de evinin kirasını ödeyecek kadar para kazanamamış. Sonunda ev sahibinin de sabrı taşınca, küçük bir bavula sığan eşyalarıyla sokakta bulmuş kendini...
Mevsim kış, hava ayaz olsa da genç adamın köşedeki parktan başka gidecek yeri yokmuş. Bir sabah iş arayacak derman bulamamış bacaklarında. Açlıktan ve soğuktan bitkin bir şekilde bankta otururken, kocaman bir araba yanaşmış kaldırıma. Arka kapıyı açmaya çalışan şoförü kızgınlıkla yana itmiş arabadan inen yaşlı adam,
"Yalnız bırakın beni, parkta dolaşırsam belki sinirim geçer" diye söylenmiş.
Zengin bir işadamı olduğu her halinden belli olan ihtiyar, birkaç adım attıktan sonra bankta titreyen terziyi görmüş. Terzi, adamın üzerindeki paltoya bakıyormuş dikkatle. Birden siniri geçiveren ihtiyar,
"Zavallı adamcağız kim bilir nasıl üşüyordur, ona nasıl yardım etsem acaba?" diye düşünmeye başlamış.
Oysa terzinin düşlediği paltonun sıcaklığı değilmiş. O, çok kalın ve kaliteli bir kumaştan üretilen bu paltonun sahibine hiç de yakışmadığını ve onun vücuduna uygun şekilde dikilmediğini düşünüyormuş. Yaşlı işadam, terzinin yanına yaklaşıp,
"Ne o evlat, bu ayazda parkta donmuşsun. İstersen paltomu sana verebilirim" deyince,
"Hayır, teşekkür ederim. Ben sadece bu paltonun size göre olmadığını düşünüyordum. Kumaşı fazla kalın ve sizi olduğunuzdan şişman göstermiş" diye yanıt vermiş terzi.
Yaşlı adam bu cevabı alınca hayli şaşırmış. Çünkü o da üzerindeki paltoya onca para ödediği halde kendisine bir türlü yakıştıramıyormuş.
"Soğuktan titrerken nasıl böyle bir şeye dikkat edebiliyorsun?" diye soran yaşlı adam,
"Ben terziyim" yanıtını alınca
"Benimle gel, hayat hikayeni yolda anlatırsın" diyerek arabaya bindirmiş bizim terziyi.
Bu karşılaşma, terzinin hayatındaki dönüm noktası olmuş. Böyle yetenekli bir insanın işsiz ve evsiz kalmasına çok üzülen iyiliksever yaşlı adam, terziye bir dükkan açmasına yetecek kadar para vermiş. Bunun karşılığında tek istediği kendi giysilerini bu genç adamın dikmesiymiş. Terzi yeniden bir işe hem de kendi işine başlamanın heyecanıyla deliler gibi çalışmaya başlamış. Bu arada yaşlı işadamı da desteğini esirgemiyor, onu kendi çevresinden zengin kişilerle tanıştırarak yeni siparişler almasını sağlıyormuş. Küçük dükkân önce kocaman bir modaevine dönüşmüş, sonra da pek çok ünlü marka için üretim yapmaya başlamış. Terzi artık "ünlü işadamı" diye anılır olmuş.
Bir gün ihtiyar adam onu ziyarete gitmiş. Terzi çok büyük bir iş bağlantısı yapmak üzere yurt dışına gidecekmiş ve uçağa yetişmesine az bir zaman varmış. Biraz sohbet ettikten sonra yaşlı adam birden fenalaşmış, kalp krizi geçiriyormuş. Hemen bir ambulans çağırılarak hastaneye kaldırılmasını sağlamış. Yeni işadamımız ise büyük işi kaçırmak istemediği için uçağa yetişmiş. Yaşlı adam krizi atlatmış ve uzun süre hastanede yatmış, bir yandan da sadece bir kez telefon ederek durumunu soran terziyi bekliyormuş. Fakat terzi daha çok para kazanmak için oradan oraya koştururken bir türlü yaşlı adamı ziyarete gidememiş.
Aradan o kadar uzun bir süre geçmiş ki bu sefer de utancından yaşlı adamın kapısını çalamaz olmuş. Bir süre sonra terzinin işleri yolunda gitmemeye başlamış. Fabrikalarını kapatmak zorunda kalmış ve elinde kala kala yine küçücük bir dükkan kalmış. Utana sıkıla yaşlı adama koşmuş hemen nerede hata yaptığını sormak için. Son derece kırgın olan ihtiyar yine de onu kabul etmiş ama anlatacağı öyküyü dinledikten sonra hemen çıkıp gitmesini istemiş.
Ve başlamış anlatmaya:
"Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş.
Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın bir bülbül olduğunu görmüş. Bülbül ona
"Senin haline çok üzüldüm, şimdi öyle bir büyü yapacağım ki eşeğin çok güzel şarkı söylemeye başlayacak, sen de onunla gösteriler yapıp çok para kazanacaksın" demiş.
Gerçekten de eşek birbirinden güzel şarkılar söylemeye başlamış. Oduncu o şehir senin bu kasaba benim dolaşıp eşeğine şarkı söyletiyor ve herkes onları izlemek için birbiriyle yarışıyormuş. Oduncu ve şarkı söyleyen eşeği bütün ülkede ünlenmişler. Bir gün yine bir gösteriye yetişmek için koştururlarken, bülbülün yardım isteyen sesini duymuş oduncu. Bir kedi bülbülü yakalamış ve yemek üzereymiş. Şöyle bir duraklamış ama gösteriye gitmemeyi, onca parayı kaçırmayı gözü yememiş, arkasına bakmadan kaçmış oradan. Gösteri başladığında ise eşeği her zamanki gibi güzel şarkılar söylemek yerine sadece bir eşeğin çıkarabileceği sesleri çıkarmış.
Oduncu kendisini şarlatanlıkla suçlayan izleyicilerin elinden canını zor kurtarmış. İşte o zaman bülbül ölünce büyünün bozulduğunu anlamış. Ben de senin bülbülündüm ve sen beni öldürdün, büyü de o yüzden bozuldu. Keşke güzel giysiler dikerken dostluk ipliğini koparmasaydın..."
Öyküyü dinleyince hemen çıkıp gitmiş terzi, çünkü söyleyecek bir sözü yokmuş...
Dostluk iplerinizi koparmamanız dileğiyle...
Selamlar...
Ozra

4 Ocak 2012 Çarşamba

KEÇELERİM ÇİÇEKLERİM BROŞLARIM

Sen arada sırada uğra banaaaa, hovardayım diye kızma banaaaa fikri firardayım uyma banaaaa :))) aralarda sıralarda gelsemde gitsemde aklım hep sende sevkili blogum :) tabiyki boş durmuyorum ne mi yapıyorum işte bunları :)






Selamlar...
Ozras :)

3 Ocak 2012 Salı

BULUNMAZ KAYNANA!

Aşçılığıyla ün yapmış yaşlı bir kadın, akşam yemeğine gelecek olan oğlu ve yeni gelini için mutfağa kapanmış, yemek yapıyordu... Aynı akşam yemeğe eski bir aile dostu da davetliydi...
Beklenen misafirler gelip sofraya oturduklarında çok şaşırtıcı bir durumla karşılaştılar...
Yaşlı kadının o gece yaptığı yemekler değme oburların bile iştahını kapatacak kadar berbattı...
Tatlılar un kokuyordu, patatesler yanmıştı, köfteler ise neredeyse hiç pişmemişti...
Oğlu, yeni gelini ve aile dostu, kadıncağıza durumu fark ettirmemek için ellerinden geleni yaptılarsa da , yemek sırasında pek iştahlı göründükleri söylenemezdi...
Nihayet yemek bitti ve yeni evli çift, annelerinin ellerini öperek evlerine gittiler...
Aile dostları , yaşlı kadına, “Senin harika bir aşçı olduğunu adım gibi biliyorum...
Bana söyler misin, bu geceki yemekler neden o kadar kötüydü? Bence ya hastasın, ya da bir sorunun var” dedi...
Yaşlı kadın gülümseyerek cevap verdi:
-Hayır, hiçbir şeyim yok... Kasten yaptım... Bu yemekten sonra oğlum asla ikide bir annesinin yemeklerini hatırlatıp karısının kalbini kırmayacak!...